İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | carry on with f. | devam etmek | ||
This also means that we must carry on with the Structural Fund policy. Bu aynı zamanda Yapısal Fon politikasına devam etmemiz gerektiği anlamına da gelmektedir. More Sentences |
||||
Genel | carry on with f. | ile ilişkisi olmak | ||
Genel | carry on with f. | kırıştırmak | ||
Genel | carry on with f. | gayrimeşru bir ilişki içinde olmak | ||
Genel | carry on with f. | düşüp kalkmak | ||
Genel | carry on with f. | oynaşmak | ||
Genel | carry on with f. | aşna fişne olmak | ||
Genel | carry on with f. | korte etmek | ||
Genel | carry on with f. | ilişkisi olmak |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | carry on with (something) f. | (bir şeyi) sürdürmek | ||
Rather than carry on with this policy, we should get serious about one that is integrated. Bu politikayı sürdürmek yerine, entegre bir politika üzerinde ciddiyetle durmalıyız. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | carry on with success f. | başarı ile sürdürmek | ||
Phrasals | ||||
Öbek Fiiller | carry on with (someone) f. | (biriyle) kudurmak | ||
Öbek Fiiller | carry on with (someone) f. | (biriyle) gürültü patırtı etmek | ||
Öbek Fiiller | carry on with (someone) f. | (biriyle) taşkınlık yapmak | ||
Öbek Fiiller | carry on with (someone) f. | (biriyle) ilişkisi olmak | ||
Öbek Fiiller | carry on with (someone) f. | (biriyle) kırıştırmak | ||
Öbek Fiiller | carry on with (someone) f. | (biriyle) flört etmek | ||
Öbek Fiiller | carry on with (someone) f. | (birine) kur yapmak | ||
Öbek Fiiller | carry on with (something) f. | (bir şeye) devam etmek | ||
Öbek Fiiller | carry on with (something) f. | (bir şeyi) devam ettirmek | ||
Idioms | ||||
Deyim | carry on with someone f. | mercimeği fırına vermek |